Kaldığımızda mutlu olamayanlar; yokluğumuzda mutlu olsunlar ki bi sike yarasın gidişimiz...
11.11.2012
9.02.2012
Akşam Güneşi...
Bizim gibi insanlar ''özledim'' diyemez.. Oturur bir kadeh daha içer... Rakı hala acı geliyorsa sana, rakı içecek kadar acın yoktur senin...
29.01.2012
sarhoşluğum...
sen benim sarhoşluğumsun...
ne ayıldım, ne ayılabilirim,
ne ayılmak isterim.
başım ağır, dizlerim parçalanmış
üstüm başım çamur içinde
yanıp-sönen ışığına düşe kalka giderim.
Nazım Hikmet Ran
30.12.2011
Gördün mü gülüm....
Benim en büyük kudretim
Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek
Hatta şuan ıslak şehrimde geceliğinile balkondasın
Bende dokunmaya çalışıorum ince parmaklı ellerinle
Kaldır öpülesi anlını ve bak bana
Yoroz değil kararan
Yüzümde ışından ayrılmanın kederi
Biraz da işte geldik gidiyoruzun hüznü var
Ama gördünmü gülüm
Bir tek gözlerin değişmedi yine
Bir tek..
gözlerin...!
Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek
Hatta şuan ıslak şehrimde geceliğin
Bende dokunmaya çalışıorum ince parmaklı ellerinle
Kaldır öpülesi anlını ve bak bana
Yoroz değil kararan
Yüzümde ışından ayrılmanın kederi
Biraz da işte geldik gidiyoruz
Ama gördünmü gülüm
Bir tek gözlerin değişmedi yine
Bir tek..
gözlerin...!
5.07.2011
Onu Sevdiği Aklına Gelince
O gece havanın durumu haleti ruhiyesini yansıtıyodu adeta sıak bir havaya eklenen rüzgar, onun gibi basık sıkkın bi izlenim bırakıyodu insanoğlunda.
Cebinde biletiyle evde otobüs saatini bekliyo doğası gereği bekleyemiyo erkenden hazırlanıyo evde mehtercilik oynuyodu bir ileri iki geri, erkendi daha otobüs yazhanesinde beklemekte sıkıcıydı evde beklemekte darlamıştı bünyesini,dayanamadı otobüsün kalkmasına daha 3 saat varken attı kendini dışarı.
Havada rengini iyice beli etmişti hafiften sokak taşları ıslanıyodu, köşe başındaki bakkalda bikaç sigara eşliğinde sohbet etti sıkıcı ama abdurrahman çelebiydi yarım saat sonra yağmur tam rüştünü ispatlamışken hissetmek için yağmuru attı kendini caddeye ağır adımlarla istanbulun pezemenki istiklal caddesine kat etti.
Caddede insanlar,caddede sevgililer,caddede seyyar satıcılar,caddede sarhoşlar,caddede fahişeler,caddede işine gidenler,caddede evine dönenler,caddede ıslak insanlar, tüm bunları düşüne düşüne yarıladı caddeyi şaka maka otobüsün kalkmasına 2 saat servisin kalkmasına 1 saat kalmıştı gümüşsuyuna ne kalmıştı peki;
İnsanı çığrından çıkartıcak düşünceler arasında vardı gümüşsuyuna, kendini beyaz saçlı bir amcanın kullanıdığı bir servisle önce kavacığa ardından başka bir beyaz saçlı amcanın kaptan şöforlüğüyle Ankara ya attı.
Ankara sabahı yine serin yine renksiz yien tek tip insanlar yine sıkıcı yine ağız dolusu bir küfürü hakediyor önce işleri halletti özenli ve düzgün daha sonra şehir merkezine merhaba dedi karnını doyurmak için bi restoranta oturdu güzel bi kayıntıdan sonra bi çay söyledi sigarasından bir duman çayından alduğı bir yudumun ardından onu sevdiği aklına gelince
Seviyorum ulan seni yazmak yerine
oturup neler yazdı vay amk..
Cebinde biletiyle evde otobüs saatini bekliyo doğası gereği bekleyemiyo erkenden hazırlanıyo evde mehtercilik oynuyodu bir ileri iki geri, erkendi daha otobüs yazhanesinde beklemekte sıkıcıydı evde beklemekte darlamıştı bünyesini,dayanamadı otobüsün kalkmasına daha 3 saat varken attı kendini dışarı.
Havada rengini iyice beli etmişti hafiften sokak taşları ıslanıyodu, köşe başındaki bakkalda bikaç sigara eşliğinde sohbet etti sıkıcı ama abdurrahman çelebiydi yarım saat sonra yağmur tam rüştünü ispatlamışken hissetmek için yağmuru attı kendini caddeye ağır adımlarla istanbulun pezemenki istiklal caddesine kat etti.
Caddede insanlar,caddede sevgililer,caddede seyyar satıcılar,caddede sarhoşlar,caddede fahişeler,caddede işine gidenler,caddede evine dönenler,caddede ıslak insanlar, tüm bunları düşüne düşüne yarıladı caddeyi şaka maka otobüsün kalkmasına 2 saat servisin kalkmasına 1 saat kalmıştı gümüşsuyuna ne kalmıştı peki;
İnsanı çığrından çıkartıcak düşünceler arasında vardı gümüşsuyuna, kendini beyaz saçlı bir amcanın kullanıdığı bir servisle önce kavacığa ardından başka bir beyaz saçlı amcanın kaptan şöforlüğüyle Ankara ya attı.
Ankara sabahı yine serin yine renksiz yien tek tip insanlar yine sıkıcı yine ağız dolusu bir küfürü hakediyor önce işleri halletti özenli ve düzgün daha sonra şehir merkezine merhaba dedi karnını doyurmak için bi restoranta oturdu güzel bi kayıntıdan sonra bi çay söyledi sigarasından bir duman çayından alduğı bir yudumun ardından onu sevdiği aklına gelince
Seviyorum ulan seni yazmak yerine
oturup neler yazdı vay amk..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)